Pazar, Ocak 28, 2007

ARTIK 5 BİLİNEN

Sevgili Ladybird,hakkımda 5 bilinmeyeni paylaşmamı istemiş.

1)En belirgin karakter özelliğim, aşırı duygusal ve sulugözlü olmamdır.Lakin bu özelliğim hayata karşı verdiğim kararlarda pek etkili değildir.Her adımımı mantığıma dayanarak atarım.Ve kuralcıyımdır.

2)Muhabbetim olan veya olacak insan da saygı,izan ve tevazu ararım.Bunlar mevcutsa canım feda,yok eğer mevcut değilse kendini duvarla muhatap oluyor hissedebilir.(Tabii bu zamanla kazandığım bir tavır,kendimi bunlardan yoksun insanlardan korumam gerektiğini bana hayat öğretti.) Haa kesinlikle saygısız bir kişi zannetmeyin,övünmek gibi olmasın saygı ve hürmetimle çevremden hep takdir toplamışımdır:p

3)Laf olsun veya hımm konuşmuş olayım diyerek asla bir konu hakkında konuşmam. Düşüncelerim kabul görecekse dile gelir,görmecekse düşünce olarak varlığını devam ettirir. İnsanlara iyi niyetini anlatamamanın daha yaralayıcı bir duygu olduğuna idrak etmem, ehh biraz zaman aldı.....Şükür Yarabbimm..

4)Hayvan sevgim tarifsizdir.Hayatımın her döneminde değişik hayvanlar yer almıştır.
Onlara olan ilgi ve sevgimin merhamet duygumu pekiştirdiğine inanıyorum.
En büyük hayalim bir alman kurdumun olması..Hiç bir lekesi olmadan her tarafı simsiyah olacak..Rabbim inş. nasip eder.

5)Aksinden hiç hoşlanmadığım,bana öğretildiği için şükür ettiğim ve çocuklarıma da öğrtmeye çalıştığım bir davranışta yemeği önünden önünden yemektir.Bu konuda aşırı hassasiyetim vardır. Yemeğin ortadan yenmesi icap eden durumlarda kendi önünden yemeyip,sağından solundan ya dakarşısından seçe seçe yiyen kişiye tarifsiz bir nefret duyar,bir şekil de yaptığı terbiyesizliği ima ederim.Çocuklar bu gibi durumlar da çok işe yarar...Kızım sana diyom ,gelinim sen anla misalii...

Evett benden bu kadar..Değmesin yağlı boya.....

Yarı yıl tatilim de bir değişiklik oldu.Ailemin yanına gidecektim,son anda Trabzon yolu gözüktü.
Bulunduğum yer ile arası bir günlük mesafede olduğu için karar vermem zor oldu biraz...
Çocuklarla bu kış günlerinde uzun ve yorucu yolculuk gözümü korkuttu.Fakat gözümüzü karartıp düşeceğiz yollara...Şansımdan benim gideceğim gün hava iyice kötüleşip soğuyacakmş:(
Hani ne derler:
Gidip de dönmemek var,dönüp de bulamamak var..

Siz en iyisi şimdiden hakkınızı helal edin..

Gülümse Kaderine...(oh bee uzun zamandan beri bunu yazmıyordum)

Evett kabul ederlerse ben de; sevgili mislina,bahar,gül ve ecemsu'dan 5 bilinmeyenlerini paylaşmalarını rica ediyorum.

Çarşamba, Ocak 24, 2007

İNSAN MI BUNLARRRR????????




Bugünler de tv de bir bayanın "anırarak ağladım" kelamını duymuşsunuzdur..İnanın bu görüntüleri izledikten sonra ondan az kalmayacak şekilde ben de ağladım.Ve ağlamaya devam ediyorum.Bunu yapan bir hayvan olsa,doğanın kanunu yaşamak zorunda birşekilde haklı görebilirim.Ama insan..Şimdi bunları diyerek günaha gireceğim.. lakin..demem lazım..hoşgörün..

Allah sizin belanızı versin.Cehennemde de aynı muameleyi görürsünüz inş...Yok ölmeden yaşarken çekin o acıları..Derileriniz varolan en büyük acıları çekerek parçalansın..Vicdansız yaratıklar..İnsanlıktan nasibini almamış reziller..

Buna hangi yürek dayanır..Bitiremedim..Sonuna kadar bakamadım.Bu nasıl birşey..Layıklarını bulurlar inş.

Allah'ım beni affet..Lanet okumak müslümanım diyen birine yakışmaz.Fakat o derisi soyulduktan sonra bile başını kaldırmaya çalışan, can çekişen hayvanı gördükten sonra bi şekilde tepkimi koymam lazımdı.Ve bunlar tepkimin yarısı..Diğer yarısını buraya yazamıyorum.Hayvanlara karşı zaafım çok büyük..İnanılmaz seviyorum..

Bu tepkim sadece bir postla da bitmeyecek..Elimden geleni kendimce yapmaya çalışacağım..
Lütfen sizler de birşeyler yapın.

Salı, Ocak 23, 2007

NE YAPIYORU(M)Z?!

Bir Kimse Sabahleyin Kalkınca,
Niyetinin Çoğu Allah cc. için Olmayan Bir Dünyalık İçinse,
O Kimse Allah'ın Sevgili Kulları Arasında Olamaz.
Ve Onun Kalbinden Dört Haslet Eksik Olmaz;
Biri ; Ardı Arkası Kesilmeyen Bir Üzüntü...
İkincisi; Hiç Bitmeyen Bir Meşguliyet...
Üçüncüsü; Hiç Zenginliğe Ulaşmayan Bir Fakirlik...
Dördüncüsü; Hiç Sonu Gelmeyen Bir Emeldir...
Hz.Ebu Bekir


Cuma, Ocak 19, 2007

İSM-İ A'ZAM DUASI

Lâ ilâhe illâ ente yâ Hannânü, yâ Mennânü, yâ Bediy'as semâvâti vel ardı yâ zel Celâli vel ikrâm.


Cuma günü herhangi bir vakitte bu dua okunarak dilekte bulunursa, meşrıkla mağrib arasında ne şey istenilirse istenilsin,duası kabul olunur.

Allah-u Teala; cümlenin, hayırlı dilek ve dualar da bulunup,mazhar olmalarını nasip eylesin.Amin.

Pazar, Ocak 14, 2007

LÜTFEN RAHATSIZ ETMEYİN!

Yoğunuz..
Bir arkadaşımızın derdini dinleyemeyecek kadar yoğun. Oturup kendimizi düşünemeyecek kadar.. Yolumuzun üstünde gözümüze çarpan çiçeklerle ilgilenemeyecek kadar.. Bir kere bile tefekkür edemeyecek kadar..

Bir sabah kalkıp güneşin doğuşunu izleyemeden öleceğiz. Birbirimizi tanımadan öleceğiz..


* * *

Yoğunuz, hem de çok yoğun. Ve üstelik yorgunuz. Göz kapaklarımız kapanıncaya dek meşgulüz.

Hep bir şeylerin peşinde tüketmekteyiz zamanı. Kadınlar ev temizliği ve ortalığı toplamak dedikleri şeyleri yaparken, erkekler yolda, trafikte eritmekte zamanı.
Kimi zaman otobüste, kimi zaman televizyon ya da bilgisayar başında, kimi zaman da derslerimizle yaşamaktayız hayatı.

Kime rastlasam yoğun ve yorgun bu aralar. Kimi dersler diyor: “Onlarca ders var çalışmam gereken.” Kimi ev işleri diyor: “Çocuklarla uğraşıyoruz akşama kadar.” Kimi işler diyor: “Bilirsin para kazanmak kolay değil.”

* * *

Yorgun kalabalıkların arasında akşama kadar gezip iyice dinlendikten sonra eve dönüş yolunda birkaç şey almak için bakkala uğruyorum. Neden insanlar bu kadar yoğun diyorum, nedir bu koşuşturmaca?
“Hayata tutunmalı” diyor.
Bakkal hayatı yağ markası sanıyor.

Ama hayatın tutamaçları yok ki diyorum kendi kendime. Bir bakkala bunu nasıl anlatmalı?
Hayat, kremalı bir bisküvi gibidir, bazen kremanın içinde gibi rahat hissedersin kendini, bazen de kremayla birbirine tutturulan yer ve gök arasında sıkışmış gibi.
Bazen sıcakkanlı olasın gelir, fırından yeni çıkmış gibi; bazen de dermanın yoktur, akşama dolapta kalmış yaşlı ve bayat ekmek gibi.

Ardından benzer birkaç şey daha sorunca, her uğradığımda benle uzunca muhabbet eden bakkal ilk defa bir an önce yok olup gitmemi istiyor. Hayırlı işler dileyip çıkıyorum ama birazdan geri dönüp aldıklarımın ücretini ödeyip ödemediğimi soruyorum. Kusura bakmayın bu aralar biraz dalgınım diyorum. Rafların birinde bir kremalı bisküvi alay edercesine sırıtıyor.


* * *

Yoğunuz..
Bir arkadaşımızın derdini dinleyemeyecek kadar yoğun. Oturup kendimizi düşünemeyecek kadar.. Yolumuzun üstünde gözümüze çarpan çiçeklerle ilgilenemeyecek kadar.. Bir kere bile tefekkür edemeyecek kadar..

Bir sabah kalkıp güneşin doğuşunu izleyemeden öleceğiz.

Abdullah Kibritçi

korpekalemler.com

Salı, Ocak 09, 2007

BAYRAM DÖNÜŞÜ..

Bayram tatilinin son günü tatilimi uzatıp,ailemi ziyarete gittim.Benim haytaya da pek makbule geçti.(Okula gitmekten kurtulduğu için..)
Yakın zaman da gittiğim ve 3 hafta sonra da yarı yıl tatili olup bir daha gideceğim için, bu bayram gitmeme kararı almıştım.Son anda apar topar hazırlanıp gittim..Ailem için de sürpriz oldu.Sonuçta; büyüklerimi memnun etmenin verdği huzurla pazar günü geri döndüm..

Eşim, dönüş yolunda tatlı yemek için bir belde de durdu.Girdiğimiz pastahanede duvarda yazan bir yazı ilgimi çekti.Daha evvel benzeri türden yazılar görsem de,bu yazıyı görüp hiç okumamıştım:

Cenab-ı Hak denk getirirse kişinin işini,mermere batırır dişini.
Cenab-ı Hak denk getirmez ise kişinin işini,muhallebi yerken kırar dişini.

Mizahi bir edayla; hiç unutmamamız gereken gerçeklerden birini hatırlatan yazıyı, sizlerle paylaşmak istedim.

Hayrın da şerrin de Allah'tan geldiğinin bilinciyle yaşayıp,her gelene hamd etmeyi Rabbim hepimize nasip etsin.Amin..

Umarım;Allah (cc.) cümleye yüzlerin de tebessüm bırakan bir bayram yaşatmıştır.