Çarşamba, Aralık 20, 2006

MAŞUĞUM!!!...

Biraz evvel; tv de izlediğim bir dizide geçen bir kelime,yıllar önce benim için çok değerli bir varlığı hatırlattı.

MAŞUĞUMU..

Resimden de anlamış olduğunuz gibi; maşuk, benim papağanımdı.O zamanlar favori olan Bizimkiler dizisindeki maşuktan esinlenerek ve daha sonra da öğrendiğim anlamının güzelliğinden ona bu ismi koymuştum.Çünkü onu çok seviyordum..

Her çocuğun evde hayvan besleme arzusu olmuştur.Benim de tavşan,balık,papağan kabul ettirebildiklerimdi.Kedi olan bir evde büyüdüğüm için benim için hiç cazip bir hayvan olmadı.Kabul görmeyenler ise köpek,maymun ve at:((
Şimdi çocuklarım bunları isteseler nasıl hareket ederim bilemem ama o zamanlar simsiyah bir atımın olmasını hayal ederdim.Maymun konusunda da ısrar edince,babamdan aynaya bakı bakıver cevabını alırdım:p
Lakin asla vazgeçmiyeceğim bir hayalim köpeğimin olması....simsiyah bir alman kurdu...evet birgün olacak..inş yani..Allah nasip ederse..

Nereden nereye geldim..Yazının başında papağanımla ilgili birkaç anımı yazayım diye düşünmüştüm..Hangi birini yazsam bilemiyorum..Çok beter birşeydi.Eli pek sevmezdi.Yani ele gelmezdi.Omuzumuzdan yemek yemeğe bayılırdı.Tek benim elimde dururdu.Yakaladığıma kızar ama okşamaya başlayınca zevkten köşe olurdu.Ben ne yiyorsam ona da yedirirdim.Ana yemeği çekirdekti.Fakat ekmeğe bayılırdı.Tavuk,balık,et,peynir artık aklınıza ne geliyorsa hepsini yerdi.Sahibi gibi yemek ayırt etmezdi:)

Nereye gitsek yanımda götürürdüm.Yolculuklara alışmıştı.Birgün pikniğe gitmiştik.Hangi akla hizmetse,kafesin kapağını açtım.Kafesinin üzerinde oturmasını pek severdi.Kanatlarını açıp rahatlasın gibilerden..Sonra namaza durmuştum..Bir hayvana güvenebilecek zekadaymışım o zamanlar...
Kafesinin üzerine çıktı, havada uçan kuşları gördükçe ürkerek tuhaf hareketler yapıp,pırrr dedi gittii..Annemler şimdi namazı bozacak şimdi bozacak derken, bende nasıl bitirdiğimi hatırlamıyorum..Saatlerce aramadığımız yer kalmadı..Dağın başı nerde bulursun.Sesini duyuyoruz gibi oluyor, o tarafa gidip bakıyoruz yokk..bu tarafa yok..gitti kuş...Etraf kalabalık utanmasam ağlıyacağım..Ama taş oldum..Sırayla bahanelerle dolaşıp geliyoruz..yok anam yok..
Sonra yine sesini duyar gibi oldum.Bağıyorum maşuk diye sesi geliyo,sonra kesiliyo..yerini tam tayin edemiyorum.Meğersem beni görünce sesi kesiyormuş garibim..Bir ağacın kuytu yerine tünemiş,ordan barbar bağırıyo..beni görünce hıh buldu diye sesi kesiyo..ortaya çıkmaya da cesaret edemiyor.Nihayetin de gördüm..Gidip yakalamak için elimi uzattığımda,elden nefret eden kuş, nerdeyse elime atılacak bir hareketle yerinden sıçrayıp elime geldi.Tüyleri ıslaktı. Yabani kuşlar hırpalamıştı galiba..

O gün ki mutluluğumu unutamam..

Allah cc., gerçekten çok sevdiğim için bana onu bağışlamıştı.

Nasip olursa; onunla olan diğer anılarımı, başka bir postta yazacağım. (uzun bir post olmaması adına)